14 Temmuz 2010 Çarşamba

sınav sonucu beklemek ne pis ne iğrenç bişeymiş böyle.

9 Temmuz 2010 Cuma


işte bunu okumaya başladım sonunda, uzun zamandır planlayıp d&r da her gün satılıp satılmadığını kontrol ettiğim güzel kitap, yarım yamalak bilgilerle dolu kafama çeki düzen verme çalışması vol1. yaa işte böyle.
herşeyin iyi yönde değişeceğine dair kuvvetli hislerim var, çok hoşuma gidiyor bu. değişiklik hoşuma gidiyor zaten. hem çok korkup hem çok sevdiğim bir şey bu.
çok huzurlu bi yerlerdeyim. ne olursa olsun iyi geliyor ruhuma şu aralar. kötü bişey olmuyor. ne acayip kuşlar böcekler. ayrıca çok güldük çok ağlıcaz zihniyetine de lanet olsun, ne iğrenç bi zihniyet lan o. aklıma geldi yazmamak için direndim ama geldi yağni. geldi. ühühüğ.

one tree hill birinci sezon izliyorum, kimin kiminle naapacağını bilince biraz sıkılıyorum, ama tree hill high school da gibiyim kaptırdım yağni, para olsa house alıcam ama yok.

7 Temmuz 2010 Çarşamba

gerçekten mars volta kadar hiç bir şey heyecanlandırmamıştı beni uzun zamandır.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

sanatçı bunalımına kıvırıcam bu günlerde yaşadığım "ne boş bi insanım ühhühühüh" buhranlarını.

ayrıca, söylüyorum, gerçekten ama gerçekten tek sıkıldığım şey sürekli aynı şeyleri yapıp durmak, farklılık gerekiyormuş, düşündüm ve biliyorum artık eminim, değişik bişeyler yapınca oluyorum mutlu ben. seninle yapmak istiyorum herşeyi zaten, mantıklı olan da o ki. aşklı olan o aslında. aşk ve mantık niyehep düşman oluyr kafamızdaki tartışmalarda, bak aklıma bu geldi, zira aşk oldukça mantıklı birşey, çünkü içinde kelebekler uçmasının verdiği neşe nasıl mantıksız olabailir ki sonuçta. Can'ım.
tavi dı küçük moda efsanesi'nin bloğunu sonunda takip ediyorum, hep unutuyodum dergide gazetede okuyup.
TAYFUN BUNU GÖRÜYORSAN DUMANLA HABERLEŞELİİM Mİİ.
bişeyler oluyo tabiğ hayatta, yazmayı unutuyorum ben. interneti bırakmışım yani. artık aramıyorum şekerim.
bişey dicem o kadar çok istiyorum ki ben yurtdışına gitmeyi, millet "dayım oradaydı amcamın kızı vardı piyangodan çıktı" falan gibi dandik sebeplerle yurtdışında alabiliyo soluğu, ulan yakutistan'a bile razı olacağım neredeyse. yakutistanı da dün bilmem ne tv de halk dansları yarışmasında gördüm, öyle yani. yaaağğğğ. kültürsüzüm ben. gittiğim en uzak mesafe yol on saatti. oranın da havasını koklayıp kendime birşeyler çıkardığımı sanmıyorum o şehirden, ay şekerim, şehir de hatay dı. sebepsiz bir şekilde kardeşimle ishal olup gebermiştik, aslında gittiğim yerler güzeldi de ben boktandım. bak şu işe ya.

sıkıntıdan delirişim, efsanevi olmaz mı.
efsanevi olmak istiyorum ben.
içimde bir yerlerde efsdanevi birisi var, uyuyor, keyfine çok düşkün ve hava çok sıcak, keyfine çok düşkün olduğu için, efsanevi olma potansiyelini kalbime gömecek orada yaşayacak.
mühim olan huzur.
"kalbime gömerim o zamağğğaan" aklına gelecek okurken di mi, hayatında yaratabildiğim fark bu kadar kısa sürekli ve korkunç bak.