28 Ocak 2011 Cuma

keşke diyorum, bi arkadaşım olsa.

ben yazının başlama cümlesini başlık yapacak kadar düştüm tamam mı. edebi zevkten bu kadar yoksunum artık TAAM MI. yıkıl karşımdan. önce ben söyledim.

ama diyorum ki :) keşke bi arkadaşım olsa. benimle çok güzel bir şehirde (şehir insan oldu olsa, o insanların da çok güzel hikayeleri olsa), şehirden de çok bişey beklemiyorum hani bak. arka fonu da hayal kurmaya uygun olsa, yeter işte bana o zaman.
hah işte o arkadaşım benimle güzel bi fonun önünde yaşayan insanları seyretse, yürüsek yürüsek ve sadece insanları seyretsek. ne yaptıklarını nereye gittiklerini tahmin etmeye çalışsak. mesela koşarak giden bi adamın neden koştuğunu, kavga eden bi çiftin barışıp barışmayacağını, neden kavga ettiklerini, hatta nasıl tanıştıklarını uydursak kafamızdan. insanların hikayelerini çok sevsek, tam ortasından dalsak içlerine. doğru olup olmadığını umursamadan onlara yeni hayatlar yazsak. yazsak, yazsak, yazsak... sonra geldiğimiz gibi geri gitsek kendi hayatlarımıza. ama bu ziyaretleri hep yapsak. insanların hayatına hayalgücümüzle misafir olsak.
bu yazı kendimi çok iyi hissettirdi bana.

23 Ocak 2011 Pazar

hiç umrunda olmadığını bildiğin adam -bundan dolayı senin de sallamamaya başladığın adam- hiç aramıyo sormuyo sonra da "sen vefasızsın rerörereörere" diyo ya gelip, çok üzülüyorum o zaman. içimde bişeyler ölüyö.

22 Ocak 2011 Cumartesi

yıllardan sonra ilk kez otobüs yolculuğu ve ev. heyo.

anne gibi ev gibi yuva gibi şey var mı yav. yok inan olsun yok. 20 eylül'den beri ilk kez ısparta'ya ayak bastım.

baktım şehrin altının üstüne gelmesi gibi bi değişiklik bekliyodum ama yok aynı duruyo maşallah. daha evden çıkmadım ama evet.
insanın uzun süre memleketten evden ayrı kalması ne acayip lan, takıldığım tek şey küçük ayrıntılar oldu.

babam sabah otogardan almaya geldiğinde yeşil ışıktaki adam ankara'dakiler gibi moonwalk yapmayınca "noluyoruz lan ışık bozuk?" demem

evde fellik fellik damacana aramam ve bu mallığın 2 3 dakika rahat sürmesi ve sonra cağnım ısparta'mın suyunun içilebildiğini hatırlamam.

musluklar değişmiş? sifonu itiyorum itiyorum çalışmıyo? masa örtüsünün rengi bu değildi lan? bu yatak benim değil? gibi yabancılaşmalarla varoluşumu sorgulamaya şu saatler itibariyle son verdim ama. OH BE EVİM GÜZEL EVİM. anne anne diye dört dönüyorum sabahtan beri. anne candır. kardeşime de hiç baarmıyorum. ankara'ya dönünce üzülürüm diyine... altı saatlik gece yolculuğundan sonra uyurken sırtıma çıkıp "gitar çalmayı öğrendim ben" diye gitar çalmaya başlamasına bile baarmadım.

bu baarmak lafı da alpay erdem yüzünden oldu. ama hoşuma gitti. yoksa modifiye ettiği diğer abuk subuk kelimeleri çalmıyorum.

börek kek falan yapmışlar bi de ya. hiç beklemezdim. babamın pazardan gelince "cansuu?" diye seslenip efenim cevabını alınca aşırı sevinmesi de çok duygu yüklüydü ivet. baba da candır.
köpeğimiz köpük konuşmayı öğrenmiş görüşmeyeli. sabah geldiğimde bacaklarıma dolanıp 15 dakika kadar guruldama hırlama mırıldanma arası sesler çıkardı. çok özlemeyince konuşmuyo ama. gerçi "konuş vericem sucuk sana" diyince "ya git allasen" gibi bişeyler söyledi. uçuyorum şahitlerim var bu arada.

otobüsler de negzel olmuş öyle. teknolojik. bissürü film falan. müziklerde tasavvuf ile türkçe pop koymuşlar, kalbim kırıldı ama. anarşistim ben diye dinlemedim.

filmlerden de "the wrestler" ı buldum 2008 de armut gibi toplamıştı bi sürü ödülü de izlemek nasip olmamıştı oh mis diye izliyorum. arkadaş film izleyen insanlar kendi filmlerinden çok başkasının filmini dikizliyolar lan. cıkcıkcık. şahsen ben kendimden biliyorum yanımdaki kızın izlediği filmin hangisi olduğunu bulmak için filmimin yarısını kaçırdım. yan koltuktaki çift de benim filmdeki striptiz sahnelerinde bi hoş oldular yan yana oturan insanlar için çok aşırı göz göze geldik oradan da biliyorum. striptiz yapan marisa tomei sen ne güzel şeysin öyle. gel beni bul. her neyse benim filmde güzelinden bir vahşicesine seks sahnesi başlamasın mı. (aslında doğru kelime s*kiş olacak. maalesef. hayatın gerçekleri.) bi etrafıma göz gezdirdim. yok arkadaş saniyeler yıl oldu geçmedi o sahne. "lan ileri alınmıyo mu bu ********* filmi derkeen alınmıyomuş, kapandı film, içimden ettiğim küfrün haddi hesabı olmadı. millet "yuha ne seyrediyo" demesin diye filmimden oldum. küfredicem. dur ediym. ***. mallık bende arkadaş oraya koymuşlar o filmi bi kere benim suçum ne. azıcık bi sahnede porno izliyo gibi triplere niye girdim ki. biri bana the wrestler ın sonunun söylesin lütfen. buraya kadar dayanan olduysa teşekkürler. esen kalın. öptüm alnınızdan. bacımsınız.