4 Ağustos 2010 Çarşamba

dün çılgın ve çok ayrıntılı hayaller kurmakla ilgilendim yürüyüş yaparken.

california sokaklarında dolaşırken karşılaşıyorum bu insanlarla ve hayatımı nasıl da etkilediklerini anlatıyorum gördüğüm andaki şaşkınlığımı falan hayal ediyorum "bi fotoğraf çekilebilir miyiz?" cümlesini söylerken heyecanlandığımı ama gözden kaybolmak üzere olduklarında telaşla söylediğimi falan hayal ediyorum. karşılaştığımı hayal ettiğim de iki isim oldu zaten sonra "şişt cansu geçti hepsi sakin ol bürrst" demem gerekti kendime abuk subuk hareketler yapmaya ve başkasının duyacağı kadar yüksek sesle ingilizce cümleler kurmaya başlamıştım.
anthony kiedis ve shirley manson. sayın bay kiedis in de sayın bayan manson ın da nerede yaşadığı hakkında bi fikrim yok. ama rhcp dinliyordum ve california dan başka bi yerde yaşayıp da o şarkıları yapmaları ihtimali saçma geldi yani. california dan başlayınca hayal etmeye sonra da garbage a geçince otomatikman shirley the sex bomb ı da orada hayal ettim.

ama çok güzeldi lan keşke yolda karşılaşabilsem yani bu insanlarla.

ama bi seçme şansım olsa thom yorke la karşılaşmayı seçerdim, onu görünce duygu yoğunluğundan ağlayabilirim gibi geliyor. düşünsenize, yolda sözler ve melodilerle, hayata bakışııyla hayatınızı değiştiren, mükemmelliğe küçük bi adımla da olsa sizi yaklaştıran adamı görüyorsunuz. ona daha iyi bi insan olmayı borçlu olduğunuzu biliyorsunuz.

şimdi hayal ediyorum thom yorke u görsem ona sarılıp hayatımı nasıl da değiştirdiğini anlattığımı falan. ne güzel yahu. keşke ölmeden önce onları canlı görebilsem. yani ben veya onlar ölmeden önce. gerçi seni beni gömer adam yahu. gömsün zaten, dünyaya benden çok iz bıraktı sonuçta.

bi dakka bi dakka. birisinin dünyada benden çok iz bırakmış olması benden çok yaşamayı hak ettiği anlamına gelir mi? gelebilir... kalbine dokunmadığı insanların suçu ne ki.
dünyada iz bırakmak istiyorum.

ama tek dilek hakkı yetmiyor bak,
bencilim ben biraz bu besbelli.
önce mutlu olmayı seçerdim, sonra dünyada iz bırakmayı.

hadi bakalım daldan dala atlamak yetsin bu kadar.

1 yorum:

  1. Ben dünyada iz bırakmayı mutluluğa yeğlerdim.

    Biri anlık biri kalıcı.

    Hem dünyada iz bırakarak mutlu olurdum.

    Bu arada hikaye blogu açıyo muyuz??

    YanıtlaSil