28 Ocak 2011 Cuma

keşke diyorum, bi arkadaşım olsa.

ben yazının başlama cümlesini başlık yapacak kadar düştüm tamam mı. edebi zevkten bu kadar yoksunum artık TAAM MI. yıkıl karşımdan. önce ben söyledim.

ama diyorum ki :) keşke bi arkadaşım olsa. benimle çok güzel bir şehirde (şehir insan oldu olsa, o insanların da çok güzel hikayeleri olsa), şehirden de çok bişey beklemiyorum hani bak. arka fonu da hayal kurmaya uygun olsa, yeter işte bana o zaman.
hah işte o arkadaşım benimle güzel bi fonun önünde yaşayan insanları seyretse, yürüsek yürüsek ve sadece insanları seyretsek. ne yaptıklarını nereye gittiklerini tahmin etmeye çalışsak. mesela koşarak giden bi adamın neden koştuğunu, kavga eden bi çiftin barışıp barışmayacağını, neden kavga ettiklerini, hatta nasıl tanıştıklarını uydursak kafamızdan. insanların hikayelerini çok sevsek, tam ortasından dalsak içlerine. doğru olup olmadığını umursamadan onlara yeni hayatlar yazsak. yazsak, yazsak, yazsak... sonra geldiğimiz gibi geri gitsek kendi hayatlarımıza. ama bu ziyaretleri hep yapsak. insanların hayatına hayalgücümüzle misafir olsak.
bu yazı kendimi çok iyi hissettirdi bana.

2 yorum:

  1. ben olsam mı o arkadaşın? olurmuş gibime geldi. ortak bi kalabaklık şehrimiz de varken hem :)

    YanıtlaSil
  2. Türkiyede istanbul dışında öyle bi şehir yok arkadaş!

    YanıtlaSil