22 Ocak 2011 Cumartesi

yıllardan sonra ilk kez otobüs yolculuğu ve ev. heyo.

anne gibi ev gibi yuva gibi şey var mı yav. yok inan olsun yok. 20 eylül'den beri ilk kez ısparta'ya ayak bastım.

baktım şehrin altının üstüne gelmesi gibi bi değişiklik bekliyodum ama yok aynı duruyo maşallah. daha evden çıkmadım ama evet.
insanın uzun süre memleketten evden ayrı kalması ne acayip lan, takıldığım tek şey küçük ayrıntılar oldu.

babam sabah otogardan almaya geldiğinde yeşil ışıktaki adam ankara'dakiler gibi moonwalk yapmayınca "noluyoruz lan ışık bozuk?" demem

evde fellik fellik damacana aramam ve bu mallığın 2 3 dakika rahat sürmesi ve sonra cağnım ısparta'mın suyunun içilebildiğini hatırlamam.

musluklar değişmiş? sifonu itiyorum itiyorum çalışmıyo? masa örtüsünün rengi bu değildi lan? bu yatak benim değil? gibi yabancılaşmalarla varoluşumu sorgulamaya şu saatler itibariyle son verdim ama. OH BE EVİM GÜZEL EVİM. anne anne diye dört dönüyorum sabahtan beri. anne candır. kardeşime de hiç baarmıyorum. ankara'ya dönünce üzülürüm diyine... altı saatlik gece yolculuğundan sonra uyurken sırtıma çıkıp "gitar çalmayı öğrendim ben" diye gitar çalmaya başlamasına bile baarmadım.

bu baarmak lafı da alpay erdem yüzünden oldu. ama hoşuma gitti. yoksa modifiye ettiği diğer abuk subuk kelimeleri çalmıyorum.

börek kek falan yapmışlar bi de ya. hiç beklemezdim. babamın pazardan gelince "cansuu?" diye seslenip efenim cevabını alınca aşırı sevinmesi de çok duygu yüklüydü ivet. baba da candır.
köpeğimiz köpük konuşmayı öğrenmiş görüşmeyeli. sabah geldiğimde bacaklarıma dolanıp 15 dakika kadar guruldama hırlama mırıldanma arası sesler çıkardı. çok özlemeyince konuşmuyo ama. gerçi "konuş vericem sucuk sana" diyince "ya git allasen" gibi bişeyler söyledi. uçuyorum şahitlerim var bu arada.

otobüsler de negzel olmuş öyle. teknolojik. bissürü film falan. müziklerde tasavvuf ile türkçe pop koymuşlar, kalbim kırıldı ama. anarşistim ben diye dinlemedim.

filmlerden de "the wrestler" ı buldum 2008 de armut gibi toplamıştı bi sürü ödülü de izlemek nasip olmamıştı oh mis diye izliyorum. arkadaş film izleyen insanlar kendi filmlerinden çok başkasının filmini dikizliyolar lan. cıkcıkcık. şahsen ben kendimden biliyorum yanımdaki kızın izlediği filmin hangisi olduğunu bulmak için filmimin yarısını kaçırdım. yan koltuktaki çift de benim filmdeki striptiz sahnelerinde bi hoş oldular yan yana oturan insanlar için çok aşırı göz göze geldik oradan da biliyorum. striptiz yapan marisa tomei sen ne güzel şeysin öyle. gel beni bul. her neyse benim filmde güzelinden bir vahşicesine seks sahnesi başlamasın mı. (aslında doğru kelime s*kiş olacak. maalesef. hayatın gerçekleri.) bi etrafıma göz gezdirdim. yok arkadaş saniyeler yıl oldu geçmedi o sahne. "lan ileri alınmıyo mu bu ********* filmi derkeen alınmıyomuş, kapandı film, içimden ettiğim küfrün haddi hesabı olmadı. millet "yuha ne seyrediyo" demesin diye filmimden oldum. küfredicem. dur ediym. ***. mallık bende arkadaş oraya koymuşlar o filmi bi kere benim suçum ne. azıcık bi sahnede porno izliyo gibi triplere niye girdim ki. biri bana the wrestler ın sonunun söylesin lütfen. buraya kadar dayanan olduysa teşekkürler. esen kalın. öptüm alnınızdan. bacımsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder